top of page

YOKSULLUK NAFAKASI VE YOKSULLUK NAFAKASININ SÜRESİZ OLMASI HUSUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

  • Yazarın fotoğrafı: İrem İnceoğlu
    İrem İnceoğlu
  • 19 Haz 2024
  • 4 dakikada okunur
ree

Kamuoyunda “süresiz nafaka” olarak bilinen yoksulluk nafakasının “süresiz” olması uygulamada hala tartışma konusudur. Konuya ilişkin çeşitli kurum ve kuruşlardan kamuoyuna yapılan açıklamalar ve meclise sunulan kanun teklifi ile sürekli olarak gündeme gelen yoksulluk nafakasının süresinin kısıtlanmasına ilişkin yeni bir düzenleme yapılıp yapılmadığı konusunun aydınlatılması, yoksulluk nafakasının ne olduğunun ve yoksulluk nafakasının süresiz olması hususunun açıklanması için bu çalışma yapılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 185. maddesi uyarınca evlenmeyle birlikte eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olmaktadır. Kanun Koyucu TMK’nın 185. ve 186. maddeleri uyarınca evlilik birliği süresince eşleri birbirlerinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakla, birbirlerini maddi ve manevi olarak yardımcı olmakla ve birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlığı ile katılmakla yükümlendirmiştir.

Kanun koyucu eşler arasındaki bakım ve yardım yükümlüğünün yalnızca evlilik birliği devam ederken değil, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da devam etmesini benimsemiştir. Bu yükümlülüğe farklı bir boyut kazandırarak evlilik birliğinin sona ermesinin hukuki sonuçlarından biri olarak yoksulluk nafakasını düzenlemiştir[1].

TMK’nın 175. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sona ermesiyle eşlerden birinin ekonomik olarak zor duruma düşmesi halinde ve yoksulluğa düşecek eşin daha ağır kusurlu olmaması şartıyla kanun koyucu zor duruma düşen eşe süresiz nafaka isteme hakkı tanımıştır.

TMK m.175’in lafzından da anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için tarafların boşanmış olması ve taraflardan birinin nafaka talebinde bulunmuş olması gerekmektedir. Yoksulluk nafakası boşanma davası süresince talep edilebileceği gibi boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde de talep edilebilir[2]. Buradaki önemli noktalardan biri nafaka talep eden tarafın açık miktar belirtilerek talepte bulunması gerekmesidir. Nitekim bazı Yargıtay kararlarında talep edilen nafaka miktarı belirtilmemiş ise nafaka talebi yokmuş gibi karar verilmesi gerektiği bazı kararlarda da talep edene bu miktarın açıklattırılması gerektiği savunulmuştur[3].

Yoksulluk nafakasının diğer şartı yoksulluk nafakası talep eden tarafın kusursuz ya da daha az kusurlu olmasıdır. Bu durumda da eşit kusur halinde de, yoksulluğa düşecek eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilebileceği anlaşılmaktadır[4].

Yoksulluk nafakasının bir diğer şartı ise yoksulluk nafakası talep eden tarafın boşanma ile birlikte yoksulluğa düşecek olmasıdır. Mevzuatta yoksulluğun tanımı yapılmamış olmakla birlikte, yoksulluğu geliri ve malvarlığı ile temel ve zorunlu ihtiyaçlarını ve geçimini sağlayamama şeklinde tanımlayabiliriz[5].

Yoksulluk nafakası medeni kanundaki düzenleme kapsamında süresiz olduğu için kamuoyunda süresiz nafaka olarak da bilinmektedir. Yoksulluk nafakasının irat şeklinde yani belirli zamanlarda ödenmesine karar verilmesi halinde yoksulluk nafakasının süresiz olduğu hususu gündeme gelmekte olup yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesi halinde bu tartışma söz konusu olmayacaktır[6]. Burada bahsi geçen “süresiz” ifadesi yalnızca nafakanın sonlanması için belirli bir süre şartı konulmadığını ifade etmekte olup nafaka çeşitli koşulların gerçekleşmesi halinde sona ermektedir.

Gerek çekişmeli gerekse anlaşmalı boşanma davalarında mahkeme nafakaya hükmetmiş olsa da dava sonrasında değişen ekonomik ve sosyal koşullar gözetildiğinde taraflar nafakanın kaldırılmasını ya da nafaka miktarının arttırılmasını ya da azaltılmasını talep edebilecektir.  

TMK m. 176/f.3 uyarınca nafaka yükümlülüğü nafaka alacaklısının tekrardan evlenmesi ya da taraflardan birinin vefatı halinde kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde nafaka ödeyen taraf mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilecektir.

Türk hukukunda evlilik sonrası dayanışma ilkesi geçerliyken İsviçre ve Alman hukuklarında ise geçerli olan evlilik sonrası kişisel sorumluluk ilkesidir[7]. Yoksulluk nafakası Alman Hukuku’ndan farklı olarak Türk Hukukunda kural olarak süresiz olarak hükmedilmekte istisnai olarak süreli olarak hükmedilmektedir. Hukuk sistemimizde yoksulluk nafakasının süresi konusunda hakime takdir yetkisi tanınmamış olup hakim taleple bağlılık ilkesi gereği nafaka süresiz olarak talep edilmesi halinde süreli nafakaya hükmedememektedir[8].

Doktrinde süresiz nafakaya ilişkin olarak;  kısa süreli evlilik yapan kişilerin  ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalmasının hakkaniyete aykırı olduğu, yoksulluk nafakasının süresiz olması adaletli olmadığından sınırlı süreyle verilmesi  ve yoksulluğa düşecek kadınlara karşı devletin Anayasa’da belirtilen ödevlerini yerine getirmesi gerektiği,  süresiz nafakaya ilişkin maddenin amaca göre yorumlanarak boşanma sonrası sürekli boşanmaya bağlı ekonomik taleplerle tarafların bir araya gelmesi doğru olmadığından zamanaşımı süresinin olması gerektiği şeklinde görüşler bulunmaktadır [9].

Kanaatimizce yoksulluk nafakasının süresiz olması özellikle kısa süreli evliliklerde adaletsizliklere yol açabilir; ancak toplumun sosyolojik yapısı dikkate alındığında, evlilik birliğinin sona erdiğinde maddi zorluklarla karşılaşan eşin yaşam standartlarının korunması da bir zorunluluktur. Kanun koyucunun her durumu özenle değerlendirmesi ve tarafların çıkar dengesini koruyacak bir düzenleme yapması gerekmektedir.

Önemle belirtmek isteriz ki yoksulluk nafakasının süresiz olmasına ilişkin hali hazırda tartışmalar devam etmekle birlikte henüz yoksulluk nafakasının sınırlandırılmasına ilişkin yeni bir düzenleme yapılması henüz söz konusu değildir.

Son olarak belirtmek isteriz ki bu yazı, yoksulluk nafakası konusunda genel bilgi verme amacı taşımaktadır ve hukuki öneri niteliğinde değildir. Yoksulluk nafakasıyla ilgili anlaşmazlıklarda tarafların haklarının korunması, her durumun özelinde detaylı bir değerlendirme gerektirmektedir. Yaşadığınız hukuki sorunlar ve uyuşmazlıklarla ilgili doğru ve etkili bir çözüm için bize ulaşabilirsiniz.

 

22.01.2024

Av.İrem İnceoğlu

 

DİPNOT

[1] Demir, R. (2021). Türk Medeni Hukuku Çerçevesinde Aile Hukukunda Güncel Meseleler Sempozyumu (Onur Konuğu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi). Y. Güllüoğlu Altun (Yay. haz.), Yoksulluk Nafakasının Süresizliğinin Önemi. On İki Levha Yayıncılık, s.196

[2]Arkan Serim, A. (2011). Yoksulluk Nafakası. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 65(1), S.298

[3] Yargıç, Z. (2021). Türk Hukukunda Anlaşmalı Boşanma Davası ve Hukuki Sonuçları. On İki Levha Yayıncılık

[4] Özdemir, H. (2021). Türk Medeni Hukuku Çerçevesinde Aile Hukukunda Güncel Meseleler Sempozyumu (Onur Konuğu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi). Y. Güllüoğlu Altun (Yay. haz.), Yoksulluk Nafakasında Süresizlik Sorunu. On İki Levha Yayıncılık, s.27

[5] Kulaklı, E. (2018). Yoksulluk Nafakası ve Yoksulluk Nafakasının Süresi Bağlamında Bir Mukayeseli Hukuk İncelemesi. İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 5(2), s.246

[6] Kulaklı, E. s.251

[7] Demir, R. (2020). Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Sebepleri ve Yoksulluk Nafakasının Süresizliğine Dair Tartışmalar. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, (147), s.240

[8] Öcal, M. (2019). Yoksulluk Nafakasının Süresi. On İki Levha Yayıncılık s.129-130

[9] Demir, R. (2020). Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Sebepleri ve Yoksulluk Nafakasının Süresizliğine Dair Tartışmalar. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, (147). S.241

 

KAYNAKÇA

Arkan Serim, A. (2011). Yoksulluk Nafakası. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 65(1), 287-302. s.298

Demir, R. (2021). Türk Medeni Hukuku Çerçevesinde Aile Hukukunda Güncel Meseleler Sempozyumu (Onur Konuğu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi). Y. Güllüoğlu Altun (Yay. haz.), Yoksulluk Nafakasının Süresizliğinin Önemi(s. 195-202). On İki Levha Yayıncılık

Demir, R. (2020). Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Sebepleri ve Yoksulluk Nafakasının Süresizliğine Dair Tartışmalar. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, (147). 221-249.

Kulaklı, E. (2018). Yoksulluk Nafakası ve Yoksulluk Nafakasının Süresi Bağlamında Bir Mukayeseli Hukuk İncelemesi. İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 5 (2). 237-268.

Öcal, M. (2019). Yoksulluk Nafakasının Süresi. On İki Levha Yayıncılık

Özdemir, H. (2021). Türk Medeni Hukuku Çerçevesinde Aile Hukukunda Güncel Meseleler Sempozyumu (Onur Konuğu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi). Y. Güllüoğlu Altun (Yay. haz.), Yoksulluk Nafakasında Süresizlik Sorunu(s. 27-29). On İki Levha Yayıncılık

Yargıç, Z. (2021). Türk Hukukunda Anlaşmalı Boşanma Davası ve Hukuki Sonuçları. On İki Levha Yayıncılık

 


 
 
 

Yorumlar


bottom of page